Tiny House’ler geleneksel yapılar gibi büyük metrekarelere sahip olmayan, bir temel yerine tekerlekler üzerinde oturan ve bu sayede çekilip taşınma işlevine sahip yapılardır. 10-30 metrekare arasında olan bu yapılarda mekanlar küçük ama kullanışlı bir düzene sahiptir.
Günümüzde kullanıcılarda Tiny House’lere karşı ilgi yüksek bir hızla artmıştır. Sıkışık apartman bloklarından kaçmak isteyen, özgürce seyahat planları yapan, doğa ile arasına sınır koymak istemeyen kişiler yeni bir yaşam biçimi aramıştır. Tiny House’ler bu kişilerin aradığı yaşam biçimini onlara sunabilen bir seçenek olarak yer almıştır.
Tiny Houselerin kullanıcıya sağladığı büyük avantajlar vardır. Öncelikle bu evler taşınabilir bir sisteme sahip oldukları için temele ihtiyaç duymazlar ve oluşacak bazı sorunları ve ek masraflarını önler. Bir yere bağlı kalmadan evinizi beraberinizde götüreceğiniz bu yapılarda düzenli haftasonu gezilerinden uzun süreli seyahatlere kadar, ziyaret ettiğiniz her bölgeyi eviniz gibi hissettirebilirsiniz.
Tiny House kavramını sadece bir yapı olarak ele almamalısınız, bunu bir yaşam biçimi olarak düşünmelisiniz. Tiny House beraberinde minimal bir yaşantıyı getirir. Bu konut biçiminin içerisinde yer alan oturma alanı, yatak odası, mutfak ve banyo gibi bölümleri minimal seviyede tutulur.
Yaşam alanınız ufaldıkça o evdeki dağınıklık da azalır. Bu da sizin tüketimden uzaklaşmanızı sağlamakla birlikte eviniz için daha az vakit harcamanızı, kendinize ve çevrenizle daha fazla başbaşa kalma fırsatını, doğaya yakın bir yaşamı sunar. Küçük yaşamın en büyük zevklerinden birisi de, yaşam alanınızı en üst düzeye çıkarmayı öğrenmek, onu gereksiz kargaşa olmadan gerçekten size ait bir yer haline getirmektir.